Buna “ilahi adalet” ya da “illaki adalet” denir... 21 Ağustos Cuma günü Karadeniz’de Zonguldak açıklarında doğalgaz yatağı bulunduğu açıklandıktan saatler sonra güzelim Karadeniz kentimiz Giresun’da dere yataklarındaki yapıları vuran büyük bir felaket yaşadık.

Karadeniz’de değil doğalgazın bulunması, araştırma yapmak üzere gemilerimizin yola çıkması bile bizi mutlu eder. Böylesi araştırmaların aklın ve bilimin ışığında devam etmesini diliyoruz.

Karadeniz kıyı kentlerimizde sel felaketinin yaşanması ise neredeyse hava durumu kadar doğal! İktidar yetkilileri öyle diyor. Öncelikle felakette şehit olan, yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaraların bir an önce sarılmasını Giresunlular adına talep ediyoruz. 

İktidar, Giresun olayını şöyle tarif ediyor:

“Toprak yağmura doydu, heyelan oldu. Olayın imarla ilgisi yok!”

Siz böyle baktıktan, dere yataklarını imara açmaya devam ettikten sonra hangi zenginliğe sahip olursanız olun sefasını süremezsiniz. Bütün mesele bu... 

Emlak365 haber sitesinin Şehircilik Bakanlığı verilerine dayandırdığı habere göre, 2019 başı itibarıyla imar barışına başvuruda Giresun yedinci sırada. Birinci İstanbul’da 484 bin 871 başvuru var, yedinci Giresun’da 118 bin 671. Nüfusla oranlandığında çok yüksek. İlk 10 ilden 4’ü Karadeniz; Trabzon, Samsun, Giresun, Rize.

Aklı başında yönetimin olduğu hangi ülkede para karşılığı kaçak yapı affedilir, adına da imar barışı denir? 

*** 

 Dere yatağından doğalgaz yatağına gelirsek...

Başta vurguladığımız gibi “mavi vatan”da yapılacak her türlü faaliyet bu ülkenin yurttaşlarını mutlu eder. Erdoğan, “Cuma günü bir müjdemiz var” dediğinde doğal olarak biz de “ne olabilir” sorusuna yanıt aradık. Birkaç saat içinde müjdenin Karadeniz’de gaz yatağı olduğu bilgisi yayıldı. O günden beri konuştuğumuz kaynaklar Karadeniz’de ciddi bir rezervin bulunduğunu, net hesaplama için 40 sondaj daha gerektiğini vurguladılar. Halen aktif görevde olan kaynaklarımız iki ayda tamamlanan ilk sondajın başlangıçta 800-900 milyar metreküplük bir potansiyel umudu verdiğini ancak gerçeğin 270-350 milyar metreküp olduğunu aktardılar. Aldığımız bilgileri satırbaşlarıyla paylaşalım:

-Sondajın yapıldığı Tuna bölgesi 5 deltadan oluşuyor. Her deltada 8 sondaj gerekiyor.

-Bir gemi yılda 6 sondaj yapabiliyor. 3 gemimizi burada görevlendirdiğinizde 18 sondaj eder. Bu, sondajı tamamlamanın 3 yılı bulacağı anlamına geliyor. 

-En erken 5 yılda doğalgazı çıkarmaya başlarız. 

-Dünyada sondaj malzeme ve ekipmanı uluslararası tekellerin elinde. Biz de onlardan satın alıyoruz ya da kiralıyoruz. Bazen insan gücü olarak da yabancı desteği gerekiyor. Son arama çalışmaları da bu çerçevede gerçekleşti.

-Akdeniz’deki çalışmalardan şu ana dek sonuç almadık. Umudumuz Libya açıklarındaki sahalarda.

***

Genel durum bu...

Dünyada enerji kaynaklarına sahip olmak eşittir zengin olmak diye bir denklem yok. Ülkenizi sağlam demokratik temellere dayalı yönetemezseniz, iç barışı kuramazsanız kaynak zenginliği başınıza bela bile olur. İşte Sudan; darbeci Ömer Beşir, iç savaşa zemin hazırladı. Sudan ikiye bölündü. Petrol kaynakları kuzeyde, limanlar güneyde kaldı! 

AKP’nin de anlayabileceği şekilde paylaşmak gerekirse dünyadaki enerji kaynaklarının yüzde 70’i İslam ülkelerinin sınırları içinde. Buna karşılık 1.8 milyar nüfuslu 57 İslam ülkesinin yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Bordan kroma kara madeni kaynaklarını nasıl değerlendirdiğimiz ortada...

Olası deniz kaynaklarına aynı yöntemle bakarsak bize kazandıracakları da ortada...

Karadeniz’in çıplak gözle görünen cennet dere yataklarını cehenneme çeviren bir zihniyeti değiştirmezsek denizin dibinden gelecek zenginliğin hayrı olmaz.

İktidarın konuyu tartışma yöntemi umut vermiyor. Öyle bir medya yarattı ki Saray’dan şöyle bir not gitse anında manşet:

“Karadeniz’de zengin dolar yatakları bulundu!”

O gece kanallar konuyu şöyle tartışır:

-İlk 50 dolarlıklar mı çıkarılsın 100 dolarlıklar mı?

En yüksek reytingi şu iddiayı ortaya atan kanal ulaşır:

“Henüz ABD’de basılmamış 10 milyon dolarlık banknot da bulundu!”